Bursa'da olduğumuz 10 gün boyunca, mutfaktan, her iki annem sayesinde uzak kaldım. Bir elim yağda bir elim balda şeklinde ağırlandım. Cuma gecesi bir doğumgünü pastası siparişi gelince kendimi İstanbul'da evimde ve kendi mutfağımda zannedip siparişi kabul ettim.Kitap fuarından çıkışta gece 22:00'de pandispanya pişirildi, kremalandı ve ertesi gün kaplanmak üzere buzdolabına kaldırıldı.
Ertesi sabaha saat kurulup kalkıldı ve acı gerçekle karşılaşıldı. Burası benim evim değil ki... Hiçbir malzemem burada yok ki!!! Ne şeker hamurum ne de herhangi bir aparatım. Doğruca Pastaland'in yolu tutuldu. Her ne kadar sadece şeker hamuru ihtiyacımı karşılamak için gittiysem de komik bir şekilde şeker hamuru haricinde her şeyi alarak çıktım (beyaz şeker hamuru kalmamıştı ve Özlem Hanım'ın gayretleri ile 1 saat içinde bi yerlerden bulunup bana ulaştırıldı. Çabası için ne kadar teşekkür etsem azdır). Pastaland, şeker hamuru kaplama ve modelleme aparatları ile, bu iş ile uğraşanlar için bir cennet haline gelmiş durumda. İstanbul'da arayıp da bulamadığım birçok şeyi orada elimin altında görüverince çok şaşırdım. Gümrükte bekleyen malzemelerini de hesaba katarsak her Bursa'ya gittiğimde yolum Pastaland'e düşecek gibi görünüyor. Bursa'ya yolu düşmeyip de sipariş vermek isteyenlerin ise Özlem Hanım ile mail adresinden irtibat kurmaları yeterli.
Pastama gelince, içi çikolatalı pandispanya ve çikolata kremalı. Muz ve parça çikolata ile tatlandırıldı. Yazının başında da söylediğim gibi, elimin altında hiçbir aparatım olmadığı ve zaman çok kısıtlı olduğu için yapılacak tek alternatif modelleme çalışmaktı. 2 saatin sonunda ortaya işte bu pastam çıktı.
Güzel bir hafta dileği ile herkese sevgilerimle...