Gezimiz bitti ve evimize döndük. 2 gündür bünyemi Bangkok-İstanbul arasındaki gece gündüz farkına ve aradaki 35 derecelik sıcaklık farkına alıştırmaya çalışıyorum. Hala daha toparlanabilmiş değilim. Çektiğimiz bir sürü fotoğraf var. Fotoğraflara bakıp, yaşadıklarımızı sürekli anıyoruz Teoman'la. Tadı damağımızda kalan bir tatil oldu her anlamda. Dünya mutfağı konusunda hiçbir sıkıntımız olmadığı ve değişik tatları denemeyi sevdiğimiz için her ikimiz de, gezi grubumuzdaki bütün üyeler kilo verirken, biz kilo alarak geldik Thailand'dan.Thailand'da peynir ve zeytin bulmak imkansız. Kahvaltı anlayışları da yemek yemek üzerine. Türk usulu kahvaltı yapmayı özledik 9 günde.
Otelde ilk konakladığımız gün, Teoman önce sushi, sonra yanlışlıkla bamya ile başladı kahvaltıya.
Thai'lerin evinde genellikle mutfak yok. Çünkü dışarıda yemek yemek çok ucuz. Baharatları muhteşem. Zencefil her yemeklerinde.
Bir de egzotik meyveler... Hayatımda resmini bile görmediğim meyveleri tattım. Hiç görmediğimiz meyvelerden daha çok, bana ilginç gelen ise sarı karpuz oldu. Bizim kırmızı karpuzun sarı hali. Neden Türkiye'de yetiştirilmiyor bilemedik.
İlk aklıma gelenler bunlar Thailand'da yediklerimize içtiklerimize dair.
Yukarıdaki fotoğraflar da kaldığımız otelin Cake Shop'unun yeni yıl hazırlıkları...
